Ülkemizde bir mal veya hizmet üreten işletmeler ve bu hizmetlerden yararlanan tüketiciler, tüm dünyada olduğu gibi, çevre sorunlarına karşı eskiye nazaran fevkalade duyarlıdır. Çevre dostu ürünlere artık daha fazla rağbet gösterilmektedir. Büyük marketlerde doğal ürünler için açılan özel bölümler bulunmaktadır. Tanıtım ve piyar faaliyetlerinde, pek çok ürünün çevreye duyarlılığı konusu işlenmektedir. Üreticiler ürün paketleri üzerine geri dönüşüm gibi çevresel logolar koymaktadır.
Ülkemizin Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde, kendi iç yasal düzenlemelerini Avrupa Birliği yasal düzenlemeleri ile senkronize hale getirmesi beklenmektedir. Çevre etiketleri hususunda da 2000 yılında Avrupa Konseyi’nin 1980/2000 (EC) sayılı direktifi bulunmaktadır. Çevre etiket sisteminin ülkemize uyumu çalışmalarına geç başlanmıştır. Çevre etiket sisteminde yetkili kuruluş olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı saptanmıştır.
Bu Bakanlık da kendi içinde Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’ne bağlı, Çevre Yönetim Sistemi ve Çevre Etiketi Şube Müdürlüğü’nü oluşturmuştur. Çevre etiketi çalışmalarında gerekli düzenlemelerin yapılmasından ve koordinasyonundan bu kuruluş mesul olacaktır. Ancak bu konudaki çalışmaların çok hızlı ilerlediği maalesef söylenemez.
Çevre etiket sistemi ülkemizde halihazırda uygulanmaya başlanmamıştır. Ancak kuruluşumuz, sorumluluk duygusu ile hareket ederek, Ekomark© Standardı’nı geliştirmiştir ve talep edecek marka ve firmalara Ekomark© Etiketi kullanmalarına izin vermek üzere yabancı bir akreditasyon kuruluşundan akredite olmuştur.
Bir yandan iç piyasalarda tüketicilerin, insan sağlığı ve doğanın korunması açısından daha az zararlı ürün ve hizmet arzularını karşılamak için, bir yandan da Avrupa Birliği ülkeleri ve doğa etiket sisteminin rağbet gördüğü dünya piyasalarında rekabet avantajı elde etmek için, üretici marka ve firmaların işletmelerinde Ekomark© Standardı’nı uygulamaları ve Ekomark© Etiketi kullanım izni almaları ehemmiyet kazanmıştır.
Ekomark© Standardı kapsamında yer alan ürün gruplarına bakıldığı taktirde, bugün için şu ürün gruplarında faaliyet gösteren bütün işletme ve firmalar Ekomark© Belgesi alabilirler: Genel temizlik ürünleri, bulaşık makinesi deterjanı ürünleri, bulaşık deterjanı ürünleri, çamaşır deterjanı ürünleri, sabun, şampuan ve saç kremi ürünleri, ayakkabılar, tekstil ürünleri, boya ve vernik ürünleri, şahsi bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar, televizyon ürünleri, ahşap zemin kaplama, halı, sert zemin kaplama, ahşap mobilya, toprak iyileştirici, ampul, ısı pompası, yağ, yatak takımı, fotokopi ve grafik kâğıt, tuvalet kâğıdı, kamp alanları ve turistik konaklama tesisleri olmaktadır.
Ülkemiz bir tarım ülkesi olmasına rağmen günümüzde maalesef eski doğal tohumları bulmak artık mümkün değildir. Ürün görüntü, şekil, nakliye ve depolama itibariyle bu işlemler için dayanıklı olması ve benzeri ekonomik kaygılar sebebiyle tohumların yapısı ile oynanmaktadır. Bugün piyasada hibrit olarak nitelendirilen tohumlar bulunmaktadır. Geleneksel tarım yöntemlerinde çoğunlukla bu tohumlar kullanılmakta ve genetiği ile oynanmış tohumlara (GDO’lu tohumlara) izin verilmektedir.
Günümüzde gittikçe daha fazla önemsenen ekolojik üretimde ise ekolojik olarak sertifika verilmiş tohumlarla üretim yapılmasına müsaade edilmektedir. Üreticilerin kullandığı tohum, fide ve fidanlar, kontrol ve sertifika kurum ve firmaları tarafından denetlemektedir. Bununla birlikte tohum alımı ile ilgili faturalar kontrol edilmekte, lüzumlu görülen durumlarda tohumlar analiz edilmektedir.
Ekolojik üretimde denetlenen, sadece tohum ve fideler olmamaktadır. Üretim süreçlerinde, başta yabani ot ilaçları, böcek öldürücüler ve mantar öldürücüler olmak kaydıyla her türlü kimyasal maddenin ve zirai ilacın kullanılması da ekolojik üretimde yasaktır. Hatta zirai ilaçların yanında yapay gübreler, tozlama işlemi ve bitki gelişimi için kullanılan hormonlar, depolamada kullanılan ilaçlar ve gıda içerisindeki katkı maddeleri de ekolojik üretim yapılırken kullanılmaz.
Bütün bu denetimler ve çabalar, birey sağlığının ve doğanın korunmasına yöneliktir. Ürünlerin doğal gelişimine müdahale eden bu yöntemler, tüketim sırasında birey vücuduna girerek tehlike yarattığı gibi, çevrenin ekolojik dengesine de zarar vermektedir.
2010 yılında Tarım ve Köy işleri Bakanlığı tarafından çıkarılan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik ve ekleri gereğince, ürünler tohumdan hasat zamanına kadar ve hasattan tüketiciye ulaşmasına kadar tüm safhalarda kontrol altında tutulmaktadır.
Kuruluşumuz tarafından geliştirilen Ekomark© Standardı da, çevrenin korunmasını ve insan sağlığına zararlı üretim yapılmamasını esas ilke edinmiştir. Üreticilerin talep ettikleri Ekomark© Etiketi, bu vaziyeti kanıtlayan bir etikettir.
Ekolojik ürünler sadece ülkemizde değil, bilhassa Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede talep edilmektedir. Bu nedenle Ekomark© Etiketi taşıyan ürünler dünyanın her yerinde talep görmektedir. Dünya pazarları büyük ölçüde ekolojik ürünlere eğilim çabasındadır.