Çevre etiketleri uygulaması Avrupa Birliği ülkelerinde Eko-Etiket Sistemi adı altında başlamıştır ancak çok kısa sürede bütün dünyaya yayılmıştır. Günümüzde herkes doğal kaynakların tükendiğinin, hayvan ve bitki türlerinin neslinin giderek azaldığının, iklim değişiklikleri sebebiyle gerçekleşen küresel ısınmanın, zararlı kimyasal içeren parfümeri ve egzoz dumanları sebebiyle ozon tabakasındaki incelmenin ve daha pek çok çevre felaketinin kapıda olduğunun farkındadır.
Çevre etiketleri, bir yandan bu etiketi taşıyan ürün ve hizmetlere piyar ve reklam ve itibar kazandırırken öte yandan da üretici firmanın pazar hacmini arttırmakta ve firmaya rekabet gücü kazandırmaktadır. Avrupa Birliği tarafından 1992 yılında başlatılan çevre etiketleri sistemi, bugün Avrupa Birliği ülkelerinin tamamını kapsamaktadır ve bütün dünyaya hızla yayılmış durumdadır. Bu bağlamda eko etiket uygulamasını ülkemizde çevre hassasiyeti ve doğa bilinci oluşturulması için kuruluşumuz tarafından yapılmaktadır. Eko etiketin alınma süreci sistematik belirli süreçlerden geçerek yapılmakta ve bu sayede üretici, tüketici ve ekolojik dengeye pek çok yarar sağlamaktadır.
Yaşadığımız doğanın gittikçe kirlenmesinde ve ekolojik yapının bozulmasında hemen hemen tüm sanayi kuruluşlarının müdahalesi vardır. Söz gelimi tekstil üretimi işlemlerinde su tüketimi oldukça fazla olmakta ve bununla birlikte çok farklı kimyasallar kullanılmaktadır. Çevresel atık çeşitliliği ve miktarı oldukça fazladır. Atılan bu katı ve sıvı maddeler neticede hava emisyonuna sebep olmaktadır.
Çevreye ise oldukça yüksek zarar vermektedir. Doğaya atılan kimyasal ve diğer bileşimleri içerisinde barındıran atıklar canlılarda ve bilhassa insanlarda ciddi zehirlenmelere sebep olmaktadır. Misallendirmek gerekirse; suya atılan kimyasal ve zararlı atıklar balıkların ve su bitkilerinin yaşamlarını ve bu ürünlerle beslenen insanları tehlikeye atmaktadır. Bu örnek sadece tekstil bazında geçerlidir ancak doğaya verilen zarar sadece tekstil ürünleri ve faaliyeti sonucu oluşmamakta bilakis tüm sektörlerde kullanılan zararlı maddeler sonucu oluşmaktadır.
Ülkemizin yüksek ticari anlaşmalar yaptığı, siyasal ve hukuki sözleşmeler hazırlanan ve kültürel etkileşim noktasında alış veriş yaptığı Avrupa Birliği ülkeleri çevre hassasiyeti noktasında oldukça duyarlı olmaktadır. Bu anlayış ile eko etiket ürünlerine fevkalade yoğun önem vermekte ve bu doğrultuda yapılan çalışmaları desteklemek adına çok ciddi yasal dayanak ve hukuki temellendirmeler yapmaktadır.
Bu bağlamda Avrupa Birliği uyum süreci gereği ülkemiz de bu noktada ciddi atılım yapmakta ve önemli adımlar atmaktadır. Bu doğrultuda çevre duyarlılığının gelişmesi adına hukuki düzenlemeler yapılmaktadır. Bu adımların en bilinen örneği 2000 yılında Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin 1980/2000 (EC) sayılı direktif içeren kanun metni bulunmaktadır. Çevre etiket sisteminin ülkemize adapte ve entegre olması için belirli çalışmalara başlanmış ve bu bağlamda yetkili kuruluş olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı belirlenmiştir.
Fakat henüz bu anlamda çevre yasası çıkarılıp yürürlüğe girmiş değildir. Dolayısıyla çevre etiket sistemi yani eko etiket ülkemizde faaliyete başlamamıştır. Fakat kuruluşumuz kendine özgü Ekomark© Standardı geliştirmiş ve yanancı bir akreditasyon kurumundan akredite olmuştur. Bu bağlamda kuruluşumuz, ifa ettiği ürün ve hizmetleri için Ekomark© Etiketi isteyen marka ve firmaların bu husustaki başvurularını almakta ve akreditasyon yetkisi sayesinde firmalara Ekomark© Etiketi kullanım iznini vermektedir.
Kuruluşumuzun yaptığı belgelendirme işlemleri, hazırlanan usul ve prosedürler iş akış sürecine uygun vaziyette ifa edilmektedir. Bu çerçeve içerisinde başvuru yapılması, taraflara sunulan sözleşmenin imzalanması, numune ürünlerin kabul edilmesi, bu ürünler üzerinde belirli testler ve analiz işlemleri yapılması, elde edilen test sonucu verilerinin onaylanması ve en nihayetinde Ekomark© Etiketi kullanma izninin verilmesi şeklinde hassas ve titiz usul ve kaideler hazırlanmıştır.
Bu sayede yapılan belgelendirme çalışmaları kaliteli ve özgün olmaktadır. Eko etiket sisteminin yaygınlaşması sayesinde ülkemiz ve dünya olası çevre ve ekosistem facialarından kurtulmakta ve yaşanılabilir bir doğaya sahip olmaktadır. Öte yandan eko etiketin kazandırdığı sürdürülebilir çevre niteliği sayesinde gelecek nesillere çok daha temiz bir çevre bırakılmaktadır.
Gelinen noktada yirminin üstünde ürün grubu için, Ekomark© Standardı usul ve esaslarına uygun şekilde belgelendirme işlemleri yapılmaktadır. Bu anlayış ile çevreye zararı olmayan ürünlerin imal tasarlanması, imal edilmesi ve satılmasına imkân sağlanmakta ve bu sayede tüketicilerin bahsi geçen ürünlerin doğaya ve ekolojik dengeye yaptıkları olumlu ya da olumsuz etkileri noktasında bilinçlendirilmiş olmaktadır