Bireyler için yaşamları boyunca en mühim olan konu sağlıktır. Bu bağlamda sağlıklı olmak adına hatta ölümsüzlüğü keşfetmek adına bireyler tarih öncesi devirlerden bu zamana değin çeşitli arayışlar ve bu arayışları reel hayata geçirebilmek adına deneyler yapmışlardır. Bunlardan en bariz olanı simyacılıktır. Simya gibi pek çok faaliyetin temel gayesi sağlığı korumak ve hastalıklara engel olmaktır.
Yapıla gelen gelişmeler sonucunda bilhassa sanayi devrimi ile başlayan sanayileşme ve endüstriyelleşme hareketleri medikal yani tıp malzemeleri üretimi sektörünü doğurmuştur. Ancak medikal ürünler yapıları gereğince ağır metaller ve yüksek radyasyonlar içermektedir. Yüksek radyasyon ise bugün yine tıp biliminin verilerine göre kanser faktörünü ortaya çıkaran en önemli etkendir.
Öte yandan ağır metaller de insan ve canlı sağlığına oldukça ciddi zararlar vermekte olup bunun yanı sıra ağaç ve su kaynaklarına ve bu ortamlarda yaşayan canlılara ciddi tehlikeler vermektedir. Öte yandan yine ağır metal içeren medikal ürünler doğada çok zor dönüşüm geçirmekte ve dolayısıyla doğal ekoloji döngüye ve ekosistem içerisinde yer alan temel kaynaklara ciddi zararlar vermektedir. Bu sebepten ötürü medikal ürünlerin üretimi esnasında kullanılan materyallere ve kullanım esnasında yaydığı radyoaktivite ve gama ışınlarına bir çözüm bulmak gerekmektedir.
Aksi taktirde ciddi sağlık problemlerin önü alınamamakta ve sürdürülebilir ve yenilenebilir bir çevre koşulları gelecek nesiller için sağlanamamaktadır. Bu itibarla pek çok ülke bu konuda tedbir olarak eko etiket uygulamasının tercih edilmesini uygun bulmuş ve ülkesi içerisinde yer alan medikal ürünlerin bu doğrultuda üretilmesi, kullanılması ve yok olması için eko etiketi faaliyete sokmuştur.
Bilhassa Avrupa ve Amerika’da yaygın olarak kullanılan medikal ürünlerde eko etiket işlemi tüm dünyada gittikçe yaygınlaşmakta ve bu yaygınlaşmanın sonucu olarak üretici firmaları belirli bir amaca yönlendirmektedir. Yani üreticilerin çevre ve insan sağlığını düşünerek imal işlemlerini gerçekleştirmeye mecbur bırakmaktadır. Aksi takdirde serbest piyasa aktörleri tarafından fevkalade bir dezavantaja sahip olunacaktır. Elbette böyle bir neticeyi hiçbir üretici firma veya marka istememektedir.
Günümüz tıp uygulamalarında, tıbbi çevrebilim ismi verilen bir tıp alanından söz edilmektedir. Bu alanın uzmanlık konusuna, termal ve mineralli sular, çamurlar, karbondioksit, radon ve hidrojen sülfür, gama ve x ışınları gibi gazlar ve güneş ışığı, oksijen ve ozon gibi iklim koşulları başta olmak üzere farklı fiziki-kimyasal özellikler, farklı ekolojik koşullar girmektedir. Tıbbi ekoloji, bu türden etkilere maruz kalan insan organizmasının yapısını incelemekte ve bu etkilerin yararlı ve tedavi edici unsurlarını kullanmaktadır.
Bu tıp alanı insan sağlığını korumak, geliştirmek ve tedavi etmek amacı ile farklı farmakolojik, non-farmakolojik, balneolojik ve doğal tedavi yöntemlerini kullanmaktadır. Burada önemli husus, tıbbi çevrebilim alanına giren ürünlerin ekolojik yönden testlerinin yapılması ve niteliklerinin belgelendirilmesidir. Bunun yanı sıra insanların doğal ürünlere olan ilgileri o derece artmaya başladı ki, ilaç firmaları ve eczacılar da bitkisel ilaç üretmek için çalışmalar başlatmıştır. Son yıllarda sıhhatli yaşam gittikçe fazla dillenmeye bu yönde insanların gayretleri arttıkça, insanlar kimyasal ilaçlardan kaçmaya ve doğal bitkisel ilaçlara yönelmeye başlamıştır.
Ancak bu arada bitkisel ilaç üretimi konusunda suiistimaller de yapılmıyor değil. Oysa bitkisel ürünleri piyasada doğru konumlandırmak gerekmektedir. Öncelikle bitkinin farmakolojik açıdan tesirli bölümü olarak kabul edilen bitkisel drogların ilaç yapımı için hazır hale getirilmesi gerekiyor. İkinci aşamada ise bitkilerden elde edilmiş bu hammaddenin ilaca dönüştürülmesi ve bir marka haline getirilerek eczanelerde satışa sunulması gerekiyor. İşte bu aşamalarda tıbbi perspektiften bu ürünlerin test ve analizlerinin yapılması ve ekolojik açıdan doğru ve güvenilir bir ürün olduklarının kanıtlanması gerekmektedir.
Kuruluşumuz sorumluluk duygusu ile hareket ederek, insan sağlığına olumsuz etki etmeyecek, gerçek bir tedavi gücüne sahip ve doğanın zarar görmesi açısından hiçbir olumsuz etkisi olmayan medikal ürünlerin hazırlanması süreçlerine ECO Medical Ekolojik Medikal belgelendirme çalışmaları ile katılmaktadır. İnsan sağlığına ve doğal çevrenin korunmasına saygı gösteren ve sürdürülebilir bir medikal hizmet anlayışına sahip işletmeler Ekolojik Medikal belgesi alarak bu durumlarını kanıtlayabilirler.
Deneyimli ve eğitimli bir çalışan kadrosu ile ve modern güçlü bir teknolojik altyapı ile kuruluşumuz, her zaman kaliteli ve güvenilir hizmetler vermektedir. Bu çerçevede verilen hizmetlerden biri de ECO Medikal Ekolojik Medikal belgelendirme hizmetidir.